Ege’nin adı pek duyulmamış saklı köyleri
Şehirden, gürültüden, betondan, kirli havadan bunalmadınız mı? Huzurun, doğal yaşamın, temiz havanın ve yöresel lezzetleri tadacağınız adı pek de duyulmamış Ege köylerinden birine gitmeye ne dersiniz? İşte size Ege’nin en sakin 10 köy rotası…
Mazıköy
Bodrum Gökova Körfezi’nde yer alan Mazıköy; taş pansiyonları, bitki örtüsü ve İnceyalı Plajı'yla doğanın harika köşelerinden. Bir tarafta çam ağaçları diğer tarafta denizin süsü olarak yelkenliler...
Mavi tur yolculuğunun uğrak yerlerinden olan Mazıköy’de ayrıca tarihi sevenler içinde güzel yerler var.
4Malta şövalyelerinin içini oyarak altın dolu küplerini sakladıkları ‘Gözyaşı Kayası’na çıkarak Hurma Sahili'nin genel manzarasını görebilirsiniz.
Bir başka kaya yapısı da koyun girişinde bulunan Kayık Kayalar. Uzaktan Viking Kanyonu'nu andırdığı için bu ismi almış adacık.
Birgi köyü
Ödemiş merkeze 10 km uzaklıkta olan Birgi Köyü, Aydınoğulları Beyliği’nden Mehmet Bey tarafından yaptırılan Ulu Camii’siyle meşhurdur.
Caminin karşısındaki köy meydanından köy halkının yapmış olduğu el işleri, meyvesi, sebzesi ve meşhur Ödemiş patatesi alınabilir.
1971 yılından kalma ahşap Türk evlerinin en güzel örneklerinden Çakırağa Konağı ve İmam-i Birgivi Medresesi gezilmesi gereken yerlerden.
Nesin Matematik Köyü
Şirince köyünün (İzmir – Selçuk) 1 km uzağında, dağ başında ve mutlak bir ıssızlık içinde, yemyeşil bir ortamda, 7′den 70′e herkesin (her köylünün!) her seviyede matematik yaptığı, öğrendiği, öğrettiği ve düşündüğü, Nesin Vakfı’na ait 30 dönümü zeytinlik dahil olmak üzere toplam 55 dönümlük bir köy.
Şatafattan ve gösterişten uzak, sade ve içten. Evler taş, çamur ve samandan. Ağustos böcekleri dışında, yoğunlaşmayı ve düşünmeyi engelleyen, rahatsız edici her türlü öğeden uzak.
TV yok, müzik yayını yok. Ama elektrik, sıcak su ve internet gibi uygarlığın izleri var. Börtü böcek de eksik değil.
Mübadele zamanında köydeki Rumlar'ın Yunanistan’a gitmesiyle kaderine terk edilen köyde 2 bini aşkın taş ev, kilise, şapel ve sarnıçlar bulunuyor.
Bilinen en eski adı Kırkınca. Efsaneye göre kendini dağlara vuran kırk kişi nedeniyle almış bu ismi. Ancak daha sonra Şirince adı verilmiş ve bu isim resmileştirilmiş.