Ceren Hindistan'dan bomba açıklamalar
Öncesinde iş insanı Ümit Aslan'la yaşadığı ilişki, sonrasında ise kızı Arya'nın sağlık problemleri ile gündem olan Ceren Hindistan, 2.Sayfa programına konuk oldu. Ceren Hindistan, merak edilenleri canlı yayında anlattı
Deneyimli gazeteciler Müge Dağıstanlı Erdoğan ve Gülşen Yüksel Salt’ın teve2'de sunduğu 2.Sayfa, magazin gündeminin nabzını tutmaya devam ediyor. Programın bugün ki konuğu manken ve oyuncu Ceren Hindistan’dı. Eski ilişkisi ve çocuğunun hastalığı hakkında çok önemli açıklamalar yapan oyuncu “Hamilelik döneminde 7-8 defa şiddete maruz kaldım. Kemerle dayak yedim, yerlerde sürünerek dayak yedim, dayak yediğimde de karakola gitmiyim diye, elimden çantam ve telefonum alınıp, beni yanında çalışan adamın evine kapattı.Ben sabahın beşinde ordan kaçtım. Aşık değildim, sevmeye çalıştım sevemedim de, gitmeye çalıştım gidemedim. Ta ki ben çocuğu doğurdum, nüfusuna aldı, ben kaçtım geldim ailemin yanına.” dedi.
Kızının hastalığı ile ilgili ise “Zor bir süreçti, umarım hiçbir anne yaşamaz, şimdilik geçti, 5 sene boyunca nüksetmez ise geçti demektir, şuan 6 ay oldu, 5 sene boyunca dualarla bekleyeceğiz. Arya, o dönem çok fazla ölüm riski geçirdi. Çok şeyler atlattık, çok yıprandık. En kötü an ise, saçlarını kazıttığım andı, kızımın tedavi sürecinde hep yalnızdım”. dedi.
İşte Ceren Hindistan'ın açıklamalarından kestiler:
"En büyük kıskançlığım ve huzursuzluğumda Arya’nın babasının arabalarını parçaladım. Hamileydim, evde yiyecek bir şey yoktu. Aradım, ‘sen bana ne yiyeceksin diye sormadan, nasıl arkadaşlarınla barbekü partisine gidersin? Eve gelip beni doyuracaksın’ dedim. Sonra elimde anahtarla galeriye gittim.
Dört tane arabayı çizdim. Sonra 1 ay otelde kaldım. Elinde silahla geldi, ‘Antalya’yı terk edeceksin’ dedi. Arkadaşlarımın isimleriyle otele girdim beni bulamasın diye.
Hamilelik döneminde 7-8 defa dayak yedim. Bence çocuk düşsün diye yaptı. Kemerle dayak yedim. Yerlerde sürüklenerek dayak yedim.
'GALERİYE KAPATTILAR BENİ'
Karakola gitmeyeyim diye elimden çantam, cep telefonum alınarak galeride müdürlük yapan adamın evine kapattılar beni. Sabahın 5’inde kaçtım. Yüzüm tanınmayacak halde… Üstüm başım yırtık…
'ÖNCE DÖVÜP SONRA ÇİÇEK YOLLUYORDU'
Benim Instagram hesabımı kendi kullanıyordu. Beni dövüp, özür dilemek için çiçek gönderiyordu. Ben bir önceki ilişkimden kötü çıkmıştım. Ayrılık sonrası hemen gidip hemen evlenmişti. Benim tutunduğum ilk daldı. Âşık değildim, sevmeye çalıştımsevemedim. Gitmeye çalıştım, gidemedim de…
'KIZIM DEDESİNE 'BABA' DİYOR'
Ne zaman ki çocuğu nüfusuna aldı ben Arya’yı alıp aileme kaçtım. Arya babasını hiç sormuyor, dedesine 'Baba' diyor. Ben bilimsel yönünü bilmiyorum ama doktorlar ‘kızının yaşadığı problemlerin sebebi yaşadığın kötü hamilelik olabilir’ dediler.
23. haftada 3 gün hareketsiz kaldı benim kızım. Ultrasona cevap vermedi. 6 ay oldu biz hastalığı atlatalı, 5 yıl içinde nüksetmezse bizim için bitmiş olacak. Biz hastaneye gittiğimizde kızıma ‘burası otel’ dedim.
Tansiyon ölçme aletine balon diyorduk. Ateş ölçme aletine alo alo diyorduk. Radyoterapi alıyor uyuya kalıyor. Kemoterapi alıyor yorgun düşüyor. Uyandırmaya çalışıyoruz. Bu hastalık kanlı idrarla ortaya çıkarmış. Arya da hiç öyle bir şey olmadı.
'KARNINDA TUĞLA GİBİ BİR ŞEY VARDI'
Bir gece ateşlendi, doktora götürdüm ‘viral enfeksiyon’ dediler. Sabaha karşı kustu. Arkadaşımı aradım. ‘Karnı aç olduğu için dudaklarının rengi gitmiştir’ dedi. Çorba yaptım. Sonra karnını ovalamaya başladım biraz uyuyalım mı diye. Tuğla gibi bir şey vardı. Hemen Arya’yı alıp hastaneye koştum, doktora… ‘Bağırsak düğümlenmesi olabilir’ dedi.
Hamilelikten biliyorum ultrason 2-3 dakika sürer bırakırlar. Yarım saat baktılar. Doktor beni başka bir yere yönlendirdi. Yukarıya çıktık. ‘Sabah 08.00 gibi tekrar bakacağız’ dediler. ‘10 cm’lik bir şey görüyorum. Bu çok normal bir şey değil’ dediler. Biz karşı hastanenin hematoloji bölümüne gittik. Ne zaman ki tümörün boyutunu küçülttüler o zaman ameliyatla aldılar.
'KARTAL BEBEĞE ACIYORDUM, 5 SAAT SONRA KIZIMIN KANSER OLDUĞUNU ÖĞRENDİM'
İnsan kendi sınavını kendi yaratırmış. Ben Kartal Bebek’in fotoğrafına bakıp “Allah’ım sen bu kadına nasıl bir acı verdin ki, bu kadın ayakta durabiliyor” dedim. 5 saat sonra kızımın kanser olduğunu öğrendim.
Arya’ya ‘şimdi saçlarını keseceğiz daha gür çıkacak. Elsa’nın saçları gibi olacak’ dedim. Babam da aynı gün saçlarını kazıttı. İlk saçlarını koyduğum tahta bir sandık vardı. Kesilen saçlarını da o sandığa koydum.
'ARYA ÖLÜMCÜL ENFEKSİYON GEÇİRİRKEN BABASI ŞAMPANYA PATLATIYORDU'
Arya ölümcül enfeksiyon geçirdiğinde yılbaşı gecesi ecza depolarını açtırırken, babası şampanya patlatıyordu. Yoksulluk davası açmadım, iştirak davası açmadım. Tenezzül etmedim. Kızımın sağlık sigortasını ben yaptırdım. Hastaneye onun tarafından ödenmiş 5 kuruş yok. Belki bir kez 1000 – 1500 TL ambulans parasını ödemiştir.
Biz basından çok gizledik. Ben o dönem Instagram hesabımı kapattım. Hastane bize dava açtıktan sonra basının haberi oldu. Kızının sağlığını önemsemeyen bir anne oldum. Ondan sonra çıkıp konuştum.
Radyoterapi, kemoterapi tabii ki de aldı. Biz başka hastaneye geçtik ama tedavisi hep devam etti. Ben bu çocuğu düşünmesem ilk gün hastaneden alırdım. Yaşamayan anlamaz.
Umreye gittiğimde karnımda 4,5 aylıktı. Ben Kabe’ye dokunduğumda 'Allah’ım ne olur çok güçlü bir kız olsun' dedim."