Stanford Profesöründen: 2 saatte 5 dolar nasıl 650 dolar olur?



Stanford Profesöründen: 2 saatte 5 dolar nasıl 650 dolar olur?

Stanford Profesöründen: 2 saatte 5 dolar nasıl 650 dolar olur?

Sadece beş dolar paranızın ve iki saat sürenizin olduğunu düşünün. Bu süre zarfında beş dolar ile nasıl para kazanırdınız? Stanford Üniversitesi’nde ders veren Profesör Tina Seelig, öğrencileri takımlara ayırarak onlara zarflar içinde beş dolar para ve iki saat süre veriyor. Takımların görevi ise bu süre zarfında beş dolarla en çok parayı kazanmak ve görev tamamlandığında üç dakikalık bir sunum yapmak. Verilen görevle ellerindeki sınırlı kaynaklar, zorlu şartlar ve yaratıcı fikir bulmanın zorunluluğuyla girişimciliğe teşvik edilen öğrenci takımları, sunum günü geldiğinde birbirinden yaratıcı fikirlerle beş dolarla iki saatte nasıl para kazandıklarını anlatıyorlar. İlk ekip, kentin en popüler restoranlarında rezervasyonlar yaptırıyor. Restoranlardaki müşterilerin sayısı çoğaldığında sabırsız müşterilere 20 dolar karşılığında her bir rezervasyonu iki saat boyunca satarak para kazanıyorlar. İkinci ekip, daha basit bir fikir buluyor. Onlar bisiklet lastiği basıncını ücretsiz ölçmek için öğrenci birliği önünde bir stant kuruyorlar. Lastikler için hava gerektiğinde de 1 dolar karşılığında lastiklere hava dolumu yaparak para kazanıyorlar. Bu iki ekip yaklaşık olarak birkaç 100 dolar gelir elde edebiliyor.

Son fikir gerçekten dahice

Bir başka ekip ise en yüksek geliri elde ediyor. Bu ekibin para kazanmak için bulduğu fikir, görev sonunda kendilerine verilecek üç dakikalık sunum süresini, öğrencileri işe almak isteyen bir şirkete sunum yapmaları için satmak oluyor. Öğrencilere sunum yapmak ve potansiyel çalışanlarına ulaşmak isteyen şirket üç dakika için ekibe 650 dolar ödeme yapıyor. Böylece en çok parayı kazanan da bu ekip oluyor. Profesör Tina Seelig, Stanford Technology Ventures Program’ın bir parçası olarak verdiği derslerle öğrencileri program süresi boyunca dünyaya ve sorunlara farklı açılardan bakmayı öğretiyor. Bu örnekle sınırlı kaynaklar ve zorlu şartlar altında yaratıcı fikirler bulmanın, sorunları kolayca çözebilmenin ve fırsatları değerlendirebilmenin basit yolları olduğunu görüyoruz. Görünmeyenleri görebilmemiz için belki de sadece bakış açımızı biraz değiştirmek yeterli olacaktır.